Diafiz Bilgi Bankası
Fizik Tedavi
Fizik Tedavi
Isı (sıcak veya soğuk), elektrik akımı, traksiyon (çekme), masaj, egzersiz gibi fiziksel araçlarla yapılan tedavilerdir. Tecrübeye bağlı olarak insanlık binlerce yıldır sıcak, masaj gibi bazı fizik tedavi vasıtalarını kullanmıştır. Fizik tedavi bilimsel olarak tıpta 100 yıldır hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
Fizik Tedavi, hastalıkları nasıl iyileştirir?
Fizik tedavi araçları vücudun kendi dinamiklerini harekete geçirerek etki etmektedir. Tedavi yapılan yerdeki kas ve diğer yumuşak dokular gevşemekte, daha fazla temiz kan gelmekte ve pis kan atılmaktadır. Böylece dokuların beslenmesi artmakta, ağrı ve diğer bozukluklara neden olan zararlı metabolik artıklar temizlenmekte ve dokuların kendi kendilerini tamir etmeleri, yenilenmeleri sağlanmaktadır.
Yan etkisi var mıdır?
Fizik tedavi, yan etkileri yok denecek kadar az, emniyetli bir tedavi şeklidir. Uygun hasta seçilmek kaydıyla hiç bir zararlı etkisi yoktur.
Yaş sınırı var mıdır?
Yaş sınırı yoktur. Fizik tedavi her yaşta uygulanabilir. Örneğin, 8 aylık bebek de fizik tedavi görebilir, 80 yaşındaki babaanne de.
Fizik tedavi vasıtaları nelerdir?
• Sıcak: Yüzeysel ve derin ısıtıcılar olmak üzere ikiye ayrılır. Yüzseyel ısıtıcılar 1 cm, derin ısıtıcılar 10 cm derine kadar etkisini gösterir. Kum, güneş, evde yapılan sıcak uygulamalar ve kaplıca tedavisi yüzeysel ısıtıcı olarak düşünülmelidir; etkileri ancak 1 cm’dir. Daha derin dokuların ısınmasını temin etmek için kısa dalga, ultrason gibi derin ısıtıcı fizik tedavi araçlarına ihtiyaç vardır. Ağrılı bölgedeki pis kanı temizler, sertlikleri yumuşatırlar. Ağrıyı ve gerginliği giderirler.
• Elektrik akımları: İnsana zarar vermeyecek şekilde zayıflatılmış değişik elektrik akımlarıdır. Örneğin şehir cereyanı 220 volt iken fizik tedavide kullanılan elektrik akimları en fazla 100 mikrovolttur; yani şehir cereyanından 3-5 bin daha zayıf akımlar kullanılmaktadır. Uygulandığı bölgenin beslenmesini düzeltir, ağrıyı geçirirler.
• Traksiyon: Özellikle boyun ve bele uygulanan çekme işlemidir. Bu tedavi elektronik ve mekanik cihazlarla yapılmaktadır. Hastaya ve hastalığa göre çekim süresi, kilosu ve çekim aralığı ayarlanmaktadır. Kaymış eklemleri yerleştirir, boyun ve bel fıtıklarını yerine getirir.
• Masaj: Elle ve aletlerle yapılan bir tedavi yöntemidir. Yapışıklıkları giderir, sertlikleri yumuşatır, ruhen ve bedenen zindelik verir.
• Egzersiz: Tedavi amacıyla yapılan hareketlerdir. Kasları güçlendirerek eklemlerin zorlanmasını önler.
•Akupunktur: Beş bin yıllık geçmişi olan kuru iğne ile yapılan bir tedavi şeklidir. Vücutta bozulmuş enerji dengesini sağlayarak etkili olduğu söylenmektedir.
• Manipulasyon: Fizik tedavi hekimleri tarafından elle yapılan bir tedavi yöntemidir.
Fizik tedavi alışkanlık yapar mı?
Kesinlikle yapmaz. Ancak hastalık tamamen ortadan kaldırılamadığı için zaman zaman tekrarlanması gerekir. Bu durum, devamlı kullanılmakta olan bir aletin altı ayda bir, yılda bir bakıma götürülmesine benzetilebilir.
Lokal Enjeksiyon
Tedavi amacıyla ağrının kaynaklandığı yere yapılan enjeksiyonlardır.
Nerelere yapılır?
Eklem içine, kas içine, tendon kenarlarına, sinirin geçtiği yollara, içi sıvı dolu boşluklara, omurilik kılıfı çevresine.
Eklemlerden su almak ve iğne yapmak zararlı mıdır?
Var ise, eklemlerden su almak (artrosentez) romatizma teşhisi için çok yararlı bir işlemdir. Uzman hekim tarafından gerekli görülen ve yapılan lokal enjeksiyonun hemen hemen hiç zararı yoktur.
Lokal enjeksiyonla hastalık tamamen geçer mi?
Bazıları tamamen geçer. Bazılarında ise o bölgedeki belirtiler kaybolur; diğer tedavi yöntemleri ile desteklenmedikçe bir süre sonra hastalık geri döner.
Yan etkisi var mı?
Lokal enjeksiyonların en korkulan yan etkileri verilen ilaçlara karşı hastanın alerjisinin olması ve iğne yapılan yere mikrop bulaşmasıdır. Bunlar, dikkatli davranıldığında, nadir görülen yan etkilerdir. İlaç alerjisi, hastanın tecrübesi yoksa ve hasta tarafından ifade edilmemişse, önceden bilinemez.
Avantajlarınelerdir?
İyileşme çok hızlıdır. İlaç küçük bir alana yapıldığı için ilaca bağlı yan etkiler en aza indirilir. Uzun süre ilaç kullanımından kurtulunur ve nispeten ucuz bir tedavi biçimidir.
Manipulasyon
Elle yapılan tedavi teknikleridir.
En sık boyun, sırt ve bel ağrılarında uygulanır.
Manipulasyon kimler tarafından yapılır?
Eğitimini görmüş fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları tarafından yapılır. Kime manipulasyon yapılacağı muayene ve röntgen filmleri ile önceden tespit edilmelidir. Tıpta “önce zararlı olma” prensibi vardır. Hekim hastasına uygulayacağı tedavinin önce zararını, sonra faydasını düşünür; zarar vermeyecek veya çok az zararla kapatılacak tedaviyi vermek zorundadır. Hiçbir tıbbi bilgisi olmayanlara manipulasyon yaptırılmamalıdır.
Manipulasyonun tehlikesi var mıdır?
Manipulasyon eğitimi almış fizik tedavi uzmanları tarafından yapılanlar oldukça emniyetlidir. Muayene ve tetkik yapılmadan uygulanan manipulasyonla boyunda veya belde kayma, kırık, ağrının artması ve nadir de olsa felç görülebilir.
Tek başına manipulasyon yeterli midir?
Genellikle yeterli değildir. Diğer tedavi yöntemleri, yani ilaç, cihazlama ve fizik tedavi ile birlikte uygulanmalıdır. Hasta verilen egzersizleri tam olarak yapmalı, günlük hayatta dikkat edilmesi gereken kurallara uymalıdır.
Spor Yaralanmaları
Profesyonel ya da amatör olarak sporla ilgilenen çoğu kişi hayatında en az bir kez spor yaralanmasına maruz kalmıştır. Ufak bir burkulmadan ligaman yırtılmalarına, menisküs problemlerine kadar hastamızı bize getiren sebep ne olursa olsun Diafiz Fizik Tedavi Merkezi uzman kadrosu ve tedavi cihazlarıyla sizlerin hizmetindedir.
Ön çapraz bağ yaralanmaları, ayak bileği problemleri, menisküs sorunları golfcü dirseği, tenisçi dirseği, omuz impigment sendromu sıklıkla karşılaştığımız ve tedavi ettiğimiz yaralanmalar arasındadır.
Soğuk uygulamaları, lenfatik drenaj, lazer, tens, enterferans tedavileriyle akut ağrı ve ödemin giderilmesi sağlanmaktadır. Sistemli olarak uyguladığımız tedavi cihazlarımızla ve özel kontrollü egzersizlerle kasın gücü korunmakta ve arttırılmakta spora dönüş en kısa zamanda sağlanmaktadır.
BEL AĞRILARINDAN KORUNMA PRENSİPLERİ
BEL AGRİLARİNDA FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON
Bel agrilarinda agrinin sebebine göre bir takim fizik tedavi yöntemleri uygulanabilir. Ancak bunlardan da önemlisi bel okuludur. Hastanin belini nasil kullanacaginin ögretilmesi, hastaya ögretilecek egzersizler, hastanin kendi kendine yetebilmesinin saglanmasi son derece önemlidir. Çesitli elektro terapi yöntemler kas spazminin azaltilmasini saglar. Traksiyon kas spazmini azaltmanin yani sira sinir kökü üzerindeki basinci da azaltir.Ultrason yine kas spazmini azaltmak için kullanilabilir. Akut agrilarda TENS kullanilabilir.
BEL AĞRILARINDA RİSK FAKTÖRLERİ ve KORUNMA PRENSİPLERİ
- Hareketsiz iş ve hayat düzeni olanlar (Büro işi vb.)
- Ağır kaldıranlar, eğilme-bükülme ve dönme hareketini yanlış yapanlar.
- Uzun süreli araç kullananlar (Şoförler vb.)
- Doğuştan belinde kayma olanlar.
- Fazla kilolular.
- Zayıf bel ve karın kasları olanlar.
- Çok ve sık doğum yapmış kadınlar
- Vücut mekaniği ve duruşu bozuk olanlar.
- Ortası çukurlaşmış yataklarda uyuyanlar.
- Hamileliğin son aylarında olanlar.
- Yüksek riskli sporlarla uğraşanlar (Halter, kürek vb.)
- Sigara içenler (Sigara disklerin beslenmesini bozar, sürekli öksürme)
- Ruhsal ve duygusal gerginlik yaşayanlar. (Stres, Depresyon)
- Kronik akciğer hastaları
- Uzun süreli kortikosteroid kullananlar
- Daha önce bel ağrısı geçirenler
- Daha önce bele yönelik operasyon geçirenler
- Boyun ve sırt ağrısı olanlar
Bel ağrılarını önlemek için öneriler:
1. Egsersiz ve beslenme:
- Bel ağrısı yapmayan aerobik egzersizler yapın.
- Aşırı kilolardan kaçının, eğer varsa aşırı kilolarınızı verin.
2. Uyurken:
- Yatınca şeklini değiştirmeyen bir yatak seçin.
- Yan yatarken sırtınıza binen baskıyı azaltmak için dizinizi bükün (diz probleminiz varsa bu şekilde yatmak dizinizde kontraktürlere sebep olabilir)
- Sırtüstü yatarken dizlerin altına küçük bir yastık koyun (şayet bir diz hastalığınız yoksa).
3. Otururken:
- Sandalyenizin arkalığında belinizdeki normal kavsi koruyabilecek bir destek bulundurun.
- Masaya yakın oturun ayağınızı yerle temas ettirin.
- Araba kullanırken pedallara kolay ulaşabilecek şekilde oturun.
- Kalçanız ile dizlerinizi aynı seviyede tutun.
4. Ayakta Dururken ve Yürürken:
- Uzun süre ayakta duracaksanız, sık sık ağırlığı bir bacaktan diğerine aktarın.
- Mutfakta uzun süre ayakta duracaksanız bir ayağınızın altına bir yükseklik koyun
- İşinizi kendinizi zorlamayacak bir yükseklik seviyesinde yapın.
- Dik durun.
- Ayaklardan birini alçak bir yere koyun.
- Bastığınız yerin sert zemin olmasına dikkat edin.
- Sportif, alçak topuklu ayakkabı giyin.
- Üç doğal kavsinizin hizasını bozmayın.
- Yürürken yük taşıyorsanız yükün hep aynı elinizde durmamasına dikkat edin. Her iki elde de yük varsa yükleri eşit olarak her iki ele verin.
5-Eğilirken, Yük Kaldırırken
- Profesyonel haltercilerin yaptığı gibi başınızı dik tutun, bel kavsinizi koruyun.
- Dizler ve kalçalarınızı kırarak eğilirseniz üç doğal kavsinizin hizasını korumuş olursunuz.
- Zeminin dengeli olmasına dikkat edin ve kaldıracağınız yüke yakın olun.
- Çömelin derin bir nefes alın ve nefesinizi tutarak (karın kaslarını bele destek olması için) yüke yapışın.
- Dönerken belinizi değil ayaklarınızı döndürün.
- Yükü göğsünüze yapıştırarak beldeki yükünüzü azaltın.
- Eğilerek değil çömelerek yükü yere koyun parmaklarınıza dikkat edin.
- Ayaklarınızın arasını biraz açın ve yükü her iki ayağa eşit dağıtın. Kaldıracağınız ağır yük omuz hizasından daha yüksek ise sağlam bir taburenin üzerine çıkarak yükü alın.
BEL FITIĞI
Beş omur ve omurlar arası diskler ile birlikte sakrum (sağrı kemiği) üzerinde yerleşen bel bölgesi, omurganın boyundan sonraki en hareketli bölgesidir. Beldeki hareketin büyük çoğunluğunu 4. ve 5. bel omurları ile 5. bel omuru ile sakrum kemiği arasındaki eklemler oluşturur. Omurlar arasındaki diskler içi jelatinimsi kıvamlı bir sıvı dış kısmı ise fibrotik bantlardan oluşan liflerden oluşur. Tekrarlayan hareketler, aşırı zorlanmalar, duruş bozuklukları, ve uygun olmayan pozisyonlarda yapılan fiziksel aktiviteler dış kısımdaki anulus fibrozis adı verilen kuşakta yırtılmalara yol açar, yırtılma anulusun iç liflerinden başlayarak dışarıya doğru uzanır. Bunun sonucunda jelatinöz sıvı madde dışarıya doğru fıtıklaşır ve o bölgedeki bağları zorlar etraftaki dokulara baskı yapar. Hastalık daha da ilerleyince bacağa giden siyatik sinirini sıkıştırır, daha çok genç ve orta yaşlarda görülür. İleri yaşlarda ise bel kireçlenmesi ile birlikte görülür.
Belirtileri Nelerdir?
Bel fıtığının en önemli belirtisi bel ve bacak ağrısıdır. Başlangıçta belde yerleşik olan ağrı daha sonra bacağa yayılır. Genellikle tek taraflıdır. Taraf değiştirebilir veya iki taraflı olabilir. Bazen hastalar yalnızca bacak ağrısı ile gelir. Ani bir zorlanma yada ters hareket yoksa ağrı daha önce birkaç defa tekrarlamıştır, tedaviyle yada tedavisiz düzelmiştir. Hastada ayrıca bacakta uyuşma, bel hareketlerinde kısıtlanma görülür. Öksürme, hapşırma, uzun süreli oturma, otomobil kullanma, öne doğru eğilme, ağrıyı arttırır. Skolyoz adı verilen belin bir tarafa doğru eğilmesi sık rastlanan bir bulgudur.
Ağrı hafif, orta veya şiddetli olabilir. İleri vakalarda bacak kaslarında erime, incelme, bacakta üşüme olabilir. Çok nadiren bacaklarda özellikle iç taraflarda (iki taraf) his kusuru ve idrar yapamama veya idrar kaçırma görülür. Bu durumda hasta acilen ameliyata sevk edilmelidir.
Teşhis nasıl konur?
Çoğu vakada hastanın görünümü, hastanın ifadesi, basit bir muayene kesin teşhis koydurur. Ancak hastalığın şeklini belirlemek ve diğer hastalıklardan ayırt etmek için laboratuvar tetkikleri, düz röntgen, tomografi, MR gerekebilir.
Bel fıtığından korunmak mümkün müdür ?
İyi bir kas yapısı, kaslar arasında denge duruş eğitimi ve riskli hareketlerden kaçınma bel fıtığından korunmada kısmen yardımcıdır. Esas önemli olan bir kez bel ağrısı olan kişide bunun tekrarlarının önlenmesidir.
Bel fıtığının tedavisi nasıldır ?
Kısa süreli yatak istirahati, hastanın en rahat ettiği pozisyonda ve iyi bir yatakta olmalıdır. Yatak sert ve düzgün olmalı vücut ağırlığı ile çökmemelidir. Sırtüstü uzanıp bacakların altına yastık koymak en iyi dinlenme şeklidir. Ayrıca baldır bir koltuk üzerine konur ve sırt üstü yatarak dinlenmek mümkündür.
Ağrı kesici, kas gevşetici, ilaçlar faydalıdır. Kronikleşmiş hastalarda antidepresan ilaç kullanılmalıdır. Ani başlayan bel ve bacak ağrısında en iyi tedavi epidural yoldan yapılacak lokal anestezik ve steroid karışımı ilaçların verilmesidir. Bu tedavi ilk iki hafta içindeki hastalarda çok etkilidir. Fonksiyonel skolyoz (omurganın yana eğriliği) varsa korseleme gerekebilir. Korse kullanımı uzun süreli olmamalıdır.
Yüzeysel ve derin ısıtıcılar, düşük frekanslı akımlar ve traksiyonla uygulanan fizik tedavi ve rehabilitasyon hastaların büyük çoğunluğunda şikayetlerin geçmesine yardımcı olur.
Bütün hastalara bel koruma prensipleri ve hastalığın aşamasına göre egzersizler gösterilmelidir. Birkaç kür yapılan tıbbi ve fizik tedaviye rağmen geçmeyen ağrılar, kuvvet kaybı ilerleyici olanlar, görüntüleme yöntemleri ile çok büyük fıtığı olanlar cerrahi olarak tedavi edilmelidir. Hastaların büyük çoğunluğunda 4-6 hafta içinde iyileşme sağlanır. Yapılan bütün tedavilere rağmen kronik ağrılı hasta oranı oldukça yüksektir.
Bel fıtığı ve bele yönelik cerrahi müdahalelerden sonra birçok hastada çeşitli sebeplere bağlı olarak ağrılar oluşmaktadır. Bu duruma başarısız bel cerrahisi sendromu yada yetersiz bel cerrahisi sendromu adı verilir.
Sebepleri nelerdir?
BAŞARISIZ BEL CERRAHİSİ SENDROMU
Tekrarlayan bel fıtığı ve yara iyileşmesinden kaynaklanan hipertrofik nedbe dokusu (yara iyileşmesinden kaynaklanan sert ve sinirleri sıkıştıran bir doku) bel fıtığı ameliyatlarından sonra görülen bel ağrısı ve bacak ağrısı ( siyatalji ) sebeplerinin en önemlileridir. Bir yıldan uzun süren ağrılar yara iyileşmesine bağlı nedbe dokusuna, ani başlayan bel ve bacak ağrıları ise tekrarlayan bel fıtığına bağlanır.
Başarısız bel cerrahisi sendromu (BBCS) bel fıtığı ameliyatı geçiren hastaların % 10-40’ ında görülür. BBCS tedaviye dirençli ağrıya ve fonksiyon kaybına yol açar.
Operasyon bölgesinde omuriliği çevreleyen zarlardaki yapışıklıklar ve büzüşmeler ( epidural yapışıklık ve nedbe ) bel fıtığı ve diğer bel operasyonlarından sonra sık görülür. Epidural yapışıklık ve skarları görüntülemek zor olabilir bu hastalıklar ancak ilaçlı MR ve tomografi ya da myelografi ile görüntülenebilir.
BBCS’dan kaçınmak için bel operasyonuna karar verirken hastanın her yönden değerlendirilmesi (ruhsal durum, kas yapısı, kilo, kronik hastalıklar, meslek, fıtık seviyesi ve/veya seviyeleri, olayın kronikliliği vs) gerekir.
BBCS’dan sonra ikinci bir cerrahi müdahaleden kaçınılmalıdır. İkinci bir cerrahi müdaheleden sonra hastaların %20 si düzelir, %20 si kötüleşir, %60 ı aynı kalır. Hasta seçimine özen gösterilirse iyi olma oranı artar. Bel omurgasına yönelik 4. operasyonu geçiren hastalarda ise iyileşme oranı %5, kötüleşme oranı ise %50 dir.
SİYATİK (SİYATALJİ, SİYATİK SİNİR NEVRALJİSİ)
Dördüncü ve beşinci bel omurları arasından çıkan, buradan topuklara kadar uzanan “siyatik” adı verilen sinirde görülen ağrılı bir hastalıktır. Siyatik ağrısı kendisini iki şekilde belli eder: Ya devamlı hafif bir ağrıdır ya da arada bir gelen şiddetli ağrıdır. Ağrılar, siyatik siniri boyunca, kalçadan topuğa kadar uzanır.
Sebepleri:
Siyatiğin çok çeşitli sebepleri vardır. Başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz:
- Omurga kireçlenmesi
- Omurga tümörleri
- Bel fıtıkları
- Omurga enfeksiyonları
- Doğumdan gelen bazı rahatsızlıklar
- Omurganın alt kısımlarında meydana gelen kırık, çıkık ve zedelenmeler
- Leğen kemiklerinde veya bu bölgeye yakın organlarda hasarlanmalar
- Gut, şeker hastalığı, bazı sinir tahriş edici ilaçların siyatik siniri çevresine enjekte edilmesi
- Bazı iç organ tümörleri
Ne Yapmalı?
- Uygulanacak tedavi şekli, siyatik sinirini etkileyen asıl faktörün ortaya çıkarılmasından sonra tesbit edilir.
- Tedavinin ilk dönemlerinde ağrı kesici ilaçlar ve yatak istirahati verilir.
- Daha sonra sıcak banyolar, kaplıca kürleri, masaj ve fizik tedavi usulleri tatbik edilir.